MAHREM


Sevgili dostlar,
MAHREM

 

Bu hafta sizlere hepimizi fazlasıyla ilgilendiren, bireysel, toplumsal, dini, ahlaki, hukuki birçok boyutu olan ve yokluğunda bütün bu yönleri ile hayatımızı olumsuz etkileyen bir kavramdan ‘mahremiyetten’  bahsetmek istiyorum. Mahrem kelimesi haram, sınır, dokunulmazlık gibi anlamlara geliyor. Kavram olarak ise, kendi sınırlarını korumak, insanlar arasındaki ilişkilerde sınırlarını bilmek, başkaları tarafından bilinmesi istenilmeyen özel bilgi, kişinin bedeninin dokunulmazlığı, girilmesi ve görülmesi izin gerektiren her türlü alan, mekân anlamlarında kullanılıyor. Kısacası ‘mahremiyet’ Allah’ın dokunulmaz ve yasak kıldığı bütün alanları kapsayan, varlığı insan hayatını onurlu, ölçülü ve huzurlu kılan bir kavramdır.

İnsanoğlu yeryüzünde var olduğu ilk çağlardan itibaren işte bu kendine ait mahrem alanı belirlemek, korumak, başkalarından ayırmak için duvarlar, perdeler, kilitler icat edip kullanmıştır. Yüce kitabımız Kur’an ‘özel hayat’ ‘kamusal hayat’ ayrımını gözetmiş bu konuyla ilgili tafsilatlı birçok hüküm getirmiştir. Ancak her geçen gün değişen ve dönüşen dünyada her şey gibi özel hayat ve kamusal hayat algılarımız da değişmeye başladı, özel ve mahrem olan ile genel ve umuma açık olan nerede başlar nerede biter bilinemez oldu.  Bir de buna insanın görünür, tanınır, bilinir olma arzusu da eklenince duvarlar ve perdeler her geçen gün şeffaflaşmaya devam ediyor.

Bizim dinimizde mahremiyet temel insan haklarından biridir. Kişinin her türlü mahremi başka bir kişi için yasaklanmıştır. İnsanın bedeni, özel hayatı, her türlü özel bilgisi, yaşadığı özel meskeni insanın mahremidir. İhlal edilmesinin hem dini hem de hukuki sonuçları vardır.  ‘’Müslümanlara eziyet etmeyiniz ve onların gizli taraflarını araştırmayınız! Allah Müslüman kardeşinin gizli tarafını araştıranın gizli tarafını araştırır. Ve Allah kimin gizli tarafını araştırırsa evinin içinde dahi olsa onu rezil eder.’’(Ebu Davut/Edep) ‘’Kardeşinin yazılı metnine onun izni olmadan bakan ateşe bakmış gibidir.’’(Ebu Davut/Salat) ‘’Bir kimse konuşurken başkasının işitmemesini istemek için etrafına bakınırsa o şey gizli sayılır.’’(Ebu Davut/Edep) yukarıda zikredilen hadislerde de açıkça görülüyor ki kişinin başkaları tarafından bilinmesini istemediği her türlü bilgi kişinin mahremidir. Yine bir kişiye ait özel bir mekâna girmenin ayrıntıları hakkında Kur’an ve sünnette tafsilatlı bilgiler vardır. İzin istemeden, selam vermeden girmek yasaklanmıştır ki selam vermekte bir çeşit geldiğini bildirmek ve izin istemektir. Sevgili Peygamberimiz bizlere izin verilmeyen eve girmemizi yasaklamış, izin istemek için kapı çaldığımızda ev halkına ait herhangi mahrem bir durumla karşı karşıya kalınmaması için kapının hemen karşısında değil de yan tarafında beklememizi tavsiye etmiştir.

Özel yaşamı tehdit eden ve insanın mahrem alanına izinsiz giren unsurlar insanlık tarihi boyunca her zaman vardı. Fakat biliyoruz ki bu gün modern teknoloji ürünü birçok alet bu alana karşı insanlığı çok daha savunmasız bırakıyor. Ancak şu da bir gerçek ki, zamanlar ve teknolojiler değişse de dinimizin koyduğu genel prensipler değişmez. Kişi için kendine ait özel ve mahrem alanı teşhir etmek de, başkasına ait özel ve mahrem alanı gözetlemek de yasaklanmıştır. Teşhir ve gözetlemenin sanal ortamda olması yapılan işin niteliğini değiştirmez.

Etiketler:


Bir Yorum Yaz




Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.